İlbistanlı Köyü yerleşim tarihi çok eskilere dayanan Kadirli’nin önemli köylerinden biridir. Özellikle köyün güneybatı uç noktasında 1365-1440 yılları arsında yapıldığı tahmin edilen Hasan Dede Türbesiyle ünlüdür. Anlatıldığına göre Hasan Dede, Cabbar Dede ve Möhle Dede üç kardeştirler. Üçünün de farklı mekânlarda türbeleri bulunmaktadır. Hasan Dede türbesi, Kadirli’nin İlbistanlı Köyü’nde, Mustafalar mevkiindedir. Möhle Dede Türbesi, Kocalar mevkiinde, Cabbar Dede Türbesi ise Değirmendere Köyü’nün Maksutoluğu – Tekadi Yaylası civarındadır.
Değirmendere Köyünün yaşlıları Möhle Dedenin adının Ahmet olduğunu ve Dandıl soyadı taşıyanlar bu dedelerin kendi soyundan olduğunu söylerler. Ayrıca bu Dandıllar tarih olarak bilmeseler de Elbistan’ın Büyükyapalak kasabasından büyük bir kavga veya çatışma sonucunda göçerek Değirmendere köyünün muhtelif yerlerine yerleştiklerini anlatırlar. Burada Kuduz hastalığına ve dahi başka birtakım hastalıklara şifacılık yaptıkları için (ocak da deniyor) Kuduzcu lakabıyla da bilinirler. Büyükyapalak kasabasında hâlâ küçük rahatsızlıkları tedaviyle uğraşan yarı bitkisel ilaç tedavisi yarı okuyup üfleme şeklinde şifacılık yaptıklarını öğrenmiştim.(Kaynak: Osman çiftçi)
Balıklar gözü mevkiinde bulunan kilise kalıntısı Türklerden önce Hristiyanların bölgeye geldiğini göstermektedir. Köy Tekecoğlu Dağının Güneyindeki tepelik alan üzerine kurulmuştur. 1669’da Osmanlı Padişah IV. Mehmet’in çıkarttığı bir fermanla göçer aşiretleri iskan etme zorunluluğu getirilir. 7 bölge arasında İlbistanlı da bulunmaktadır.
Araştırmalara göre İlbistanlı köyü 170 km doğuda bulunan Elbistan ilçesinin adından gelmiştir. “İblistanlı” ad 1928 deki harf devrimi öncesinde Eblistan, Ablistan ve İblistan’ın şeklinde kaydedilmiştir. Arap alfabesinin (Elif + be + lam + sin + ta + nun) harfleri ile (ﺍﺒﻠﺳﺘﺎﻥ) yazılırdı. Bu yazı harekesiz olduğundan, ister “Eblistan”, isterse “Ablistan” şeklinde telaffuz edilebilir. 16. asırdan itibaren, ilbistanlı oluncaya kadar, yazılı kaynaklara bu iki şekilde geçmiştir. Harfleri itina etmeden ve esreli (yani -i sesi vererek) okursa, karşımıza “İblistan” telaffuzu çıkar.
İlbistanlı Köyünün geneli Avşar Boyunun Kucur oymağındandır. Köyde Sarız dolaylarından gelen Torun Avşarlarıda bulunmaktadır. Bazıları köye önceden bazıları ise Felah-ı Islahiye ile yerleştirilmiştir. Bir kısım Avşar aile ise çevre köylerden gelmiştir. Bu yöredeki Kucur Avşarı, 1692 yılında başlayan iskân siyaseti doğrultusunda birçok Türkmen oymak ve obasıyla birlikte Rakka ve Belih nehri boylarında iskâna tabi tutuldu. 1703 yılında bu yöredeki aşiretlerin nizamı bozulmuş ve etrafa dağılmıştı. Bunlardan Kucur Avşarı, 1711 yılında Mardin havalisinde bulunuyordu. Adana havalisine gelen Kucurlar, günümüzde Osmaniye’nin Kadirli ilçesinin İlbistanlı köyünde yaşamaktadır. Köyde dokunan kilim ve çuvallar Avşar damga ve motiflerini göstermektedir. Köyde Yanandam denilen düzlük alan ve Keli denilen yörük-Türkmenlerin yazın hayvanlarıyla birlikte çıktıkları çayır alanı bulunmaktadır.
Not: İlbistan köyünün 1. Dünya Savaşı yıllarında geçirdiği zor günleri ve Köşüm ailesinin yaşadığı sıkıntıları birebir yaşayanlardan duyarak anlatan Kenan Erzurum’un Kurtuluşun Bedeli adlı eser Köy halkına armağan edilmiştir.
Dr.Tarih/ Etnolog Aytaç BOZKUYU
Töre Araştırma Derneği Başkanı
KAYNAKLAR
Devlet Arşivleri Daire Başkanlığı
Fon Kodu :A.}MKT.UM Dosya No :542 Gömlek No :102
Kenan Erzurum, Kurtuluşun Bedeli 1-2
Yusuf Halaçoğlu, “Fırka-i İslahiye ve Yapmış Olduğu İskân”, Tarih Dergisi, Sayı 27, İstanbul 1973
Cüneyt Kanat, “Memlükler ve Çukurova”, ADANA-Köprü Başı, Yapı Kredi Yay., İstanbul- 2000
Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğunda Aşiretlerin İskânı, İstanbul