Tatar kelimesinin kökeni eski Türk dillerinde “diğer insanlar” anlamına gelir. Türk kaynaklarında ilk defa 8’inci yüzyılda Orhun Yazıtları’nda devlet ve boy ismi olarak geçmektedir (Dokuz Tatar, Otuz Tatar gibi). Osmanlı fermanlarında, Kırım Hanları için ilk defa 1696 yılında Tatar ifadesi geçmektedir. İslâm dünyasında ise, “Tatar” kelimesiyle kastedilen, “Moğol” halkıydı. Sözlü ya da yazılı kaynaklardan anlaşıldığı üzere Tatarlar Türklerin Kıpçak boyundan gelmektedirler. Ruslar Tatarları Türklerden ayırmak için Tatarların Moğol olduğunu ve başka bir millet olduğunu çarpıtarak söylemektedir. Osmanlı Devletine 16. Yüzyıldan itibaren gelmeye başlayan Tatar Türkleri, Osmanlının yıkılması ve Karadeniz’in kuzey taraflarının Rus idaresine girmesinden sonran Balkanlardan, Kırımdan, Kafkasya’dan ve Kazan çevresinden Türkiye’ye doğru göç yaşanmıştır. Türkiye’de yaşayan toplam Tatar nüfusu hakkında kesin bir malumat yoktur. Eskişehir, Tekirdağ, Bilecik, Edirne, Trabzon, Ordu, Kütahya, Manisa, Ankara, Malatya, Kırıkkale Çorum, Amasya, Ceyhan, Ardahan, Yozgat, İstanbul, Bursa, Balıkesir, Bolu, Osmaniye, Isparta’nın Konya’ya yakın kesimleri, Konya, Erzurum, Mersin (Gülnar) ve Tokat (Artova) ya yerleşmişlerdir.
Kadirli çevresinde; Dulkadirli’den Anamaslu (Obaları: Yazır, Sevinçlü, Oruç beylü, Ulaşlı, Urcanlı, Kazancılu, Söylemezlü, Yol basanlu, Kara Hayıtlı), Dokuz veya Bişanlı (Obaları : Karkın, Karamanlı, Kürt Mihmadlı, Avcı, Demrek, Hacılar, Neccarlı, Dokuz Koyunlu), Küreciler, Cerid (Obaları : İmrenli, Azılı, Vameyli, Hamdili, Çakılı, Tatarlı, Mustafa beyli, Ceyhan Bekir/isi, Altıgöz Bekir/isi, Almagöllü, Yalağevi, Durak, Hunatlı, Yumutlu), Tecirlü (Akça koyunlu’lardan olup obaları : Palalı, Yazmalı, Şekerli, Hiboğlu, Gönün-oğlu, Budaklı, Gürer, Böcüklü, Domballı, Eloğlu, Çerçi-oğlu, Alcı, Göcüklü, Kokulu, Kara Bibili, Çırnazlı, Araplı, Kırmıtlı, Kabuklu, Alhanlı, Sarıhasanlı, Kalalı, Kara Obalı, Dervişeli), Elci (Akça koyunlu’lardan), Küşne, Yuvalu, Tekelü, Varsak, Ağça Koyunlu (Obaları : Çalışlu, Musa Hacılu, Musacalu, Kozanlu, Hamidlü), Eymir, Çimelü, Kızıllı, İmanlı Afşarı, Çağırganlı, Avcı, Gündeşli boyları Çukurova’nın çeşitli bölgelerinde; Tecirli ve Cerid aşiretleri Ceyhan ve Osmaniye bölgelerinde yaşamaktaydılar. Bu arada Ayas, Berendi, Kınık ve KurtKulağı derbendinde İfraz-ı Dulkadriye Türkmenlerinden Çıkrıklı Tüccarlısı, Şihab Tüccarlısı, Sarızlı Tüccarlısı, Çakal Demircilü, Hüseyin Hacılı, Anamaslı, Çakal Dokuzlu, Elcilü Karamanlısı, Kabakulak Elcisi, Avcı, Ketmi, Ovacıklı, Abdullu, Küşne, Körüklü, Kırıklı, Kara Halillü, Kara Atabeklü ve Pekmezli Afşarı cemaatleri bulunuyordu.
Örneğin Maraş Yörükleri içinde gösterilen Orçanlu Oymağının Tatar Cemaati Avşar olarak geçmektedir Arşiv No sunu veriyorum TKA, TD, nr. 101, s. lllb, sene 971 Nah. (1563-64) [1]
Başka bir örnek Dulkadirli Türkmenleri içinde gösterilen Tatar Ali Cemaati Oğuzların Bayad boyuna Tatar Hallili Cemaati Avşar Boyuna mensuptur. Yerleşim yerleri Marş Sancağıdır. Yine Arşiv no vereyim: BOA, TD, nr. 402, s. 891-892, sene 938 (1532). Başka bir örnek daha Tatarlu Cemaati adıyla Kışlak olarak Sumbas/Kadirli’yi kullanan Avşar grubu var ve isimleri Tatarlu. Kaynak no: TKA, TD, nr. 168, s. 85a-b, Kadirli(1563-64). Yine Kaynaklarda geçen Tatarlu Altıntaşlu oymağı Avşardır. Kışlak Kadirli Yaylak Maraş diyor.
18. yy’dan itibaren Kırım ve Kafkaslardan gelen tatarlar Çukurova’da sadece ADANA merkez ve köylerinin yanı sıra, Ceyhan’ın ve çevresinde Büyük Burhaniye, Çakaldere, Kılıçkaya, Yellibel, Alnkara, Büyük Burhaniye (Yeşilhöyük), Büyük Mangıt Beldesi, Çakaldere, Çiftlikler ( Çiftlikat), Kelemeti Mahallesi, Kesik, Kılıçkaya, Küçük Mangıt ,Mercimek Beldesi, Sirkeli, Toktamış, Yılankale’dir.
Fırka-i İslahiye, Kars-ı Zülkadriyye’ye geldiği zaman, Dulkadirli halkından bazıları buranın imar edilmesini istemişlerdir. Bunun üzerine kasabanın yeniden kurulmasına teşebbüs edilmiş ve Kars dağlarında oturanlar ile Çukurova aşiretlerinden isteyenlerin bir kısmının yerleşmesine izin vermiştir. Bu yerleştirme sonucunda 600 haneye yakın bir topluluk (yaklaşık 3000 kişi) Kadirli’ye yerleşmiştir. Kadirli yeniden yerleşime açılmasıyla idari bakımdan Kozan sancağına bağlı bir kaza merkezi olarak yer almıştır.[2]
Bununla beraber Fırka-i İslahiye’nin Kozan’ı ıslahatı esnasında isyan eden Kozanoğulları’ndan Tatarlı muhacirleri Kadirli kasabasına yerleştirilmişlerdir .[3]
Dervişler (Tatarlı Aşireti) , Karabacak (Tatarlı Aşireti) , Fakı (Çukurörenliler, Ekşiuşağı ve Tatarlı Aşireti yerleştirilenler arasındadır.
Kars-ı Zülkadriye ovasına yerleştirilenler, dağlarda saklanan ve kendilerine Tatar denilen köylüler ile Bozdoğan aşireti mensuplarıdır. Tatarlı köylülerinin iskândan önce önemli aile gurupları olan Ekşi uşağı, Karabacak, Dervişli, Narlı kışla gibileri yeni kurulan köylere isim olarak verilmiştir. Bozdoğan Türkmen aşireti köylüleri ise oba ve oba liderlerinin ismiyle yeni köylerine yerleşmişlerdir. Meselâ Bozdoğan aşiret beylerinin hatırasına köyün birisine Kerimli adı verilmiştir.[4]
Dağ kolunda yan yana yaşayan Tatarlı-Karamanlı Oymakları 1866 yılında iskân edilmek üzere zorla ovaya indirilmişlerdir. Bunların çoğunluğu az topraklı hayvancılık ve kerestecilikle uğraşan Tatarlı, Kırıntılı, Torun, Kuduzcu, Canbaz, Bayatlı, Mehmetli, Şabablı, Öksüzlü, Dervişli Ekşi Uşağı, Karabacak, Karaosman Uşağı ve Yağbasanlıdır.
Not: Devlet arşivlerimizde Eşkiler/ Tatarlı Köyü için Tatarlı köy – Kadirli – Osmaniye 1925-İşkibli Türkmen (Tecirli) yerleşimi ibaresine rastladım. Burada geçen İŞKİBLİ adına dair köylülerimizden duyanlar varsa bilgilerine başvurmak isterim. Saygılarımla
Dr.Tarih/ Etnolog Aytaç BOZKUYU
Töre Araştırma Derneği Başkanı
KAYNAKLAR
[1] TKA, TD, nr. 101, s. lllb, sene 971 Nah. (1563-64)
[2] Halaçoğlu, Y. (1979 ). “Tapu-Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılın İlk Yarısında Sis (Kozan) Sancağı”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi,s.13-14).
[3] Halaçoğlu, Y. (1979 ). “Tapu-Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılın İlk Yarısında Sis (Kozan) Sancağı”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi,14
[4]YURTSEVER, C., 1983. Ermeni Terör Merkezi Kilikya Kilisesi, Bayrak Yayımcılık Matbaacılık Kolektif Şirketi, İstanbul, s 213
Rahmetli Sefa Vayısoğlunun kendisine bu soruyu sormuştum. Bana tatarlı aşiretinin moğol veya tatar türkü olmadıklarını anlattı. Bunlar oldukça hızlı at süren ve o dönemde haber getirip götüren kişilerdi. Tatar gibi at sürüyor, anlamında tatarlı adını almışlar. Çalışmalarınızı takdir ettim. Bu durumu da araştırabilirsiniz.